Film ve Dizilerde Yapay Zeka Teması Kullanmak Bir Tür Kolaya Kaçmak Mı?: Tufan (The Great Flood) Filmi

Çağımızın gerekliliklerinden biri haline gelen teknolojinin gelişimi ile hayatımızın her alanında var olmaya başlayan yapay zeka, özellikle dizi ve filmlerde çok sık işlenmeye başladı. Aslında teknoloji ve internetin bu kadar gelişmediği yıllara bakıldığında bile senaristler belki şehir efsanesi olarak düşündüğünden, belki de tamamen yazdıklarının gelecekte yaşanacağına inanarak birçok yapıma imza attılar. Ancak yapay zeka kavramının bu kadar gündeme geldiği son günlerde film ve dizilerde arka arkaya bu tema işlenmeye başladı. Ben şahsen gerçek olabilitesi olsun ya da olmasın; bilim kurgu izlemeye bayılırım. Ancak son dönemlerde tüm yapımların bu konu etrafında dönmeye başlaması ve hiçbir senaryo çıkmazsa yapay zekayı kullanırız konu olarak gibi düşünüldüğünü hissettiren yapımlar biraz sıkıcılaşmaya başladı. Çünkü kalite de düşüyor...

Bugün Netflix'te Tufan ismiyle bilinen 2025 yapımı The Great Flood'u izledik. Açıkçası beklentim çok fazlaydı çünkü konu iyiydi ve Kore yapımı olması da cabası. Tanıtımda gösterilen çekimler de beni mest edince (ki sahneleri filmde görünce aynı şeyi diyemedim tabii), 1saat 46 dakikalık bir şölen bekliyor bizi diye düşündüm. Öncelikle sahnelerin bilim kurgu ile açıklanamayacak kadar gerçek dışı ayrıntılara sahipti. Oyunculuklar kötüydü diyemem ama daha farklı bir kadro oluşturulabilir miydi, evet. Tabii Türkçe dublaj izleyecek olanların da kesinlikle alt yazılı izlemesini tavsiye ederim, seslendirme de bence pek başarılı değildi. Bu kadar olumsuz yaklaştık ancak şuna da değinmekte fayda var, vermek istediği mesajı ne kadar açık verebildiği tartışılır ancak yine de güzel detaylar barındırıyordu. 

Peki neyden bahsediyor bu film? Ondan da bahsedeyim kısaca; astroid felaketi yüzünden aralıksız yağan yağmurla birlikte ortaya çıkan tsunamiler ile insanların dünyayı terk etmesi gerekiyor. Can pazarı içerisinde hayatta kalmaya çalışan anne ve oğlu üzerinden işlenen film, ilişkilerindeki sırrı da ortaya çıkarmaya başlıyor. Çünkü ilk bakışta son derece normal bir anne çocuk ilişkisi izlerken, bu ilişki zamanla daha mekanik sistemlere dönüşmeye başlıyor. Dünyanın tekrar kontrol altına alınabilmesi için yapay zekaların duygu ve hisleri üzerine çalışması gereken ana karakter filmin sonunda oğlu ile bir simülasyona katılarak her görevi olması gerektiği şekilde tamamlamaya çalışırken bu süreci en baştan 21449 kere tekrar ediyor ve her şey adeta puzzle parçası gibi olması gerektiği yere oturarak tamamlanıyor. İnsanlığı yeniledik, mutlu son teması da haliyle bana biraz yüzeysel geldi. 

Çok fazla olumsuz yorum sıralanmış gibi görünüyor şimdi yazıya dönüp bakınca ama aslında burada konu biraz farklı, teknoloji gelişiyor; yapay zeka artık çığır açıyor. Haliyle kuru kuruya zeki bir yapay zeka modeli tasarlamak üzerine diziler ve filmler sunmak, geleceğe değil de geçmişe değiniyor gibi hissettiriyor. Oysa bilim kurgu dediğimiz şey; aklın, bilimin, geleceğin, teknolojinin ve bir miktar kurgunun (ki bu kurguluk kısım ''acaba olur mu ya?'' dedirten bir kurgudur) kullanıldığı bir tür iken, yüzeyselleşmeye başlayan bir film sektörü türemeye başladı. Bu nedenle şunu sordum kendime; film ve dizilerde yapay zeka temasını işlemeye karar vermek yavaş yavaş kolaya kaçmak adına seçilen bir yol mu?




*Kaynak

Görseller https://www.imdb.com/title/tt29927663/ sitesinden alınmıştır.

7 yorum:

  1. Liska, harika bir post konusu hazırlamışsın, teşekkürler.

    Yapay zeka temasının sinemada bu kadar sık kullanılmaya başlaması gerçekten düşündürücü. Senin de dediğin gibi, bilim kurgu aslında “acaba olur mu ya?” sorusunu tetikleyen bir alan, ancak son dönemde yapay zeka, senaryoların çıkış noktası değil, adeta bir kolay çözüm gibi kullanılıyor. (her yerde olduğu gibi) Bu da hikayelerin derinliğini azaltıyor bence. Hatta yapay zeka anlatıları çoğu zaman teknolojik fetişizm ile sınırlı kalıyor. Oysa asıl mesele insanın kendi varoluşunu sorgulaması.

    Tüm bunlara rağmen yapay zeka teması sinemada hala çok güçlü bir potansiyele sahip, velhasıl bu potansiyel yüzeysel felaket senaryolarıyla değil, ontolojik sorgulamalar ve etik paradokslar üzerinden işlendiğinde gerçek anlamını buluyor. Yoksa dediğin gibi mutlu son klişesiyle biten yapımlar bir süre sonra seyirciye aynı tat bırakıyor. Büyük bir boşluk. Ancak şöyle de düşünüyorum tabii, belki de asıl sorun yapay zeka değil, onun sinemada yaratıcı bir metafor olarak kullanılmaması. Eğer bu eksik tamamlanırsa yapay zeka teması kolaya kaçmak değil de tam tersine derinleşmek için bir fırsat olabilir.

    YanıtlaSil
  2. Kolaycılık her alanda var artık bana kalırsa. Tüketim toplumu haline gelen dünyanın en büyük açmazı budur belki. Öyle ya odaklanma süremizin bile birkaç saniyeye düştüğünden bahsedildiği bir ortamda emek ve para harcamak lüks ve risk görülüyor olmalı.

    YanıtlaSil
  3. Devamlı yeni bir şeyler üretmek zor. Hazır giden bir konu varken, oradan devam edelim diyorlar.

    YanıtlaSil
  4. sinemada yapay zeka kaçınılmaz artık :) bu filmi izlemeyim :)

    YanıtlaSil
  5. Merhabalar.
    Konusu itibarıyla sinema film çekimlerinde bazı sahneleri oluşturmak gerçekten zor ve masraflı olabilir ama, ben sinemada yapay zekanın kullanılmasına karşıyım. Şimdi ben geçenlerde bir paylaşım için yapay zekaya resim çizdirdim, neden? İnternetten kullanacağım resimlerin telif haklarına hiç dikkat etmeden kopyalayıp kopyalayıp bloglarımızda paylaşıyoruz. Bunun doğru olmadığını bildiğim halde bunu ben nde yapıyorum. Ama yapay zekaya sipariş veriyorum o da sağ olsun verilen siparişe uygun resmi çizip veriyor. Ve bu resimlerin birebir lisanslı ve telif hakkı olan resimler olmadığı için de gönül rahatlığıyla kullanıyorum.
    Tekrar paylaştığınız filme dönecek olursak, herhalde sizin Netflix'iniz var ve bu filmleri siz buradan izledikten sonra bizlerle paylaşıyor ve eleştirilerinizden bahsediyorsunuz. Bakın eleştirdiğiniz bu filmden hiç memnun olmamışsınız ve beklentilerinizi karşılamamış.
    Paylaşım ve bilgilendirme için teşekkür eder, emeğinize ve gönlünüze sağlıklar dilerim.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
  6. Ne tesadüf bugün bloğuma yorum yaptın, bloğuna geldim bende o arada bu filmi izliyordum. Tesadüfün böylesi....

    YanıtlaSil
  7. Hep benzer konuların işlenmesi bence de tekrara düşürüyor ve bana kolaycılık gibi geliyor. Mesela bizde de bir ara biyografi filmleri popüler olmuştu (ki aslında ABD de bunun ekmeğini yıllarca yemiştir). Tamam çeksinler ama yapımcılar artık şey diye düşünüyordu bence (ki muhtemelen öyle) ne yapsak satacak zaten. Sinemada tabi ki hasılata da bakmaları gerekiyor ama bu bakış açısı işi ticarete dönüştürür, oysa sinema özünde bir sanattır. Yapay zeka konusu da bunun gibi bence de. Hayır yine bu konuda filmler yapılsın ama yapılmadık özgün konular bulunacaksa yapılsın. Kıyamet senaryosu veya kıyamet sonrası yeni dünya senaryosu çok sattığı için sektör bu filmlerle dolu (çünkü evet hep de satıyor :). Yapay zeka da bu kıyamet sonrası dünya senaryosunun bir alt başlığı işte. Bu filmi geçenlerde instagramda gördüm ekran görüntüsü aldım. İzlemeyi düşünüyorum. Bu Koreliler de aslında önceden sinemada bu kadar iyi değillerdi. Dizileri baya izlense de (en azından ülkemizde bile hep çok popülerdi), filmleri komikti doğrusu. Ama bence özellikle de Squid Game dizisinden sonra daha nasıl desem ''cool'' :) formatta filmler de yapmaya başladılar ve böylece Avrupa ve Amerika'ya da oynamaya başladılar.

    YanıtlaSil